?????????????? BAHTİYAR ABDÜLKERİMOV – Özbek kültüründe önemli yer tutan bıçak ustalığı geleneği, babadan oğula geçerek yüzyıllardır devam ediyor.
Özbekistan‘da bıçakçılık geleneği kuşaktan kuşağa geçerek yaşatılırken bıçaklar, ustaların elinde adeta sanat eserine dönüşüyor.
Bıçakçılık, Fergana Vadisi’ndeki Çust ve Şehrihan’ın yanı sıra Semerkant ve Buhara şehirlerinde yaygın olsa da Çust ve Şehrihan’da üretilen el emeği bıçakların ünü ülke sınırlarını aşmış durumda.
Genellikle babadan oğula geçen bıçak ustalığı, ülkenin tüm yörelerinde çok yaygın olmasa da el yapımı bıçaklar, her Özbek ailesinin olmazsa olmazları arasında yer alıyor.
Özbeklerde bıçakla ilgili adetler
Özbekler, geçmişte erkekler için en gerekli iş aleti ve süs eşyası olarak görülen bıçağa, bir mutfak aleti olmasından ziyade ayrı bir önem veriyor ve bıçaklar, hayatın hemen her alanında bulunmasıyla dikkati çekiyor.
Özbeklerde yaygın olan adete göre, evin bir odasında tek başına uyuyan çocuğun “yalnız kalmasın” diye yastığının altına konulan bıçağın, onu adeta kötülüklerden koruduğuna inanılıyor.
Ülkede yaygın olan diğer bir geleneğe göre de gelin olan kızın küçük erkek kardeşi, ablasını evden götüren eniştesinden, önce bıçak hediye alıyor. Böylece Özbek aile, evin değerli kızı karşılığında, Özbek kültüründe önemli yeri olan el yapımı bıçağı teslim almış oluyor.
Özbeklerde, genel olarak her evde mutlaka bir el yapımı bıçak bulundurulurken bu bıçağın, evi ve ev halkını kötülüklerden koruyacağına inanılıyor.
Özbek erkeklerde geçmişte, el yapımı bıçağı deri kılıfında, kemere takarak dolaşma adeti yaygınken bu adet son yıllarda unutulmaya yüz tuttu. Ancak Özbeklerin bıçağa verdiği önem azalmadı ve daha önce erkeklerin belini süsleyen bıçak, artık evlerin duvarlarını süslemeye başladı.
Özbek pazarlarında geleneksel süslemeli el yapımı bıçakların satıldığı özel alanlar bulunurken, bıçak satıcılığını, genelde bıçak ustalarının kendileri yapıyor ve müşterilerinin ihtiyaçlarına göre bıçak seçmelerine yardımcı oluyor.
“Okuma yazmayı öğrenmeden önce bıçakçılığı öğrendim”
Ülkenin tarihi Semerkant şehrindeki sıcak demir atölyesinde babasıyla bıçakçılık yapan Abbas Sultanov, bıçakçılıkla ilgili AA muhabirine, dedesi ve babasının bıçakçı olduğunu ve kendisinin de böyle bir ortamda büyüdüğünü anlattı.
“Okuma yazmayı öğrenmeden önce bıçakçılığı öğrendim.” diyen Sultanov, sıcak demir dövülerek ve çelikle çalışarak yapılan bıçakçılığın zorlu bir meslek olduğunu, çok küçük yaşlarda öğrendiğinden bu mesleğin kendisine zor gelmediğini söyledi.
Sultanov, çeşitli süslemelerin de yapıldığı bıçakçılığın, aynı zamanda hem kaba hem de ince işçilik gerektirdiğinden farklı beceriler istediğini ifade etti.
Atölyede ürettikleri bıçakların hem kaliteli çelikten yapılmasına hem de süslemesine çok önem verdiklerini dile getiren Sultanov, bundan dolayı bıçaklarının Özbek halkı ve yabancı turistler tarafından büyük rağbet gördüğünü kaydetti.
Müşterilerinin hangi amaçla bıçak satın almak istediklerini öğrenerek bıçak seçmelerine yardımcı olduklarını aktaran Sultanov, yabancı alıcıların daha çok süs bıçaklarını, yerli alıcıların ise evde kullanmak üzere bıçak tercih ettiğini belirtti.
Ürettikleri bıçak sapının ve metalinin hangi malzemeden yapıldığına göre bıçak kalitesi ve fiyatının değiştiğini ifade eden Sultanov, bıçak üretiminde çelik, bıçak sapı için ise ağaç, boynuz, fiber ve plastiğin kullanıldığını sözlerine ekledi.